Önce bu programa çıktığı için Ali Koç’u gönülden kutladığımı söylemek istiyorum. Nedenini de yazının sonunda anlatacağım.
Ama son bölümünde neredeyse bir savaşa dönen bu programın, önce sahne arkasını anlatacağım ki, yazımın sonunda anlatacaklarımın da bir anlamı olsun.
Çünkü ben birazdan cevabını tam rakamı ile vereceğim.
YENİ BİR FETVA KATEGORİSİ: “SURVIVOR GÜNAHKARI”
Maçtan önce Efes Koç’u Ergin Ataman’a attığım WhatsApp mesajında, “Hocam hepinizle gurur duyuyoruz” dedim.
İlk hissim: Ergin Hoca Avrupa basketbolunun Guardiola’sı’dır.
Özellikle Koç grubunun prestijli markası Divan için güzel bir olaydı.
Çünkü “Divan Brasserie” yenilenen Atatürk Kültür Merkezi’nin hem de fuayesinde bir şubesini açtı.
Serginin güzel bir tesadüfü de vardı.
Açılış gecesinin en çok konuşulan iki konusu
EKREM İMAMOĞLU’NA TEPKİ NASILDI
Tabii gecenin merkezi nikahı kıyan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve eşi Dilek İmamoğlu’ydu…
Aradan yıllar geçti ve geçen hafta bir masa kuralını daha öğrendim. Meğer masada siyasetçi varsa kuru fasulye de yememek lazımmış… Çünkü bir kuru fasulye yedim hayatım değişti…
MUHABİR ARKADAŞIMIZ GÖZÜYLE BİR VİP MİNİBÜSÜN YOLCULARI
Dün öğle saatlerinde Sabah gazetesinden bir muhabir arkadaşımız aradı. Muhabir arkadaşımızın adını vermiyorum çünkü çok iyi biliyorum ki bu olay onun olayı değil. O nedenle onun adının ilerde böyle bir şeyle anılmasını istemem. Ona haksızlık olur. Şahidim, o gazeteci olarak gerekeni yaptı.
Havaalanına giderken sorulan ilk soru
Adı “Şehzade’nin Sıradışı Dünyası…”
Serginin başlığındaki “Şehzade” kelimesine dikkat edin, çünkü önemini birazdan anlatacağım. Girişte uzun ve ilgi çekici bir liste
Tabii ki anladınız, “Hala” ifadesi 57 yaşındaki onun için değil, 74 yaşındaki kendim içindi… Dün gece işte o kadınla beraberdim… Daha da doğrusu benim için dünyanın en güzel kadını değil en güzel iki kadını için…
Arka sıradaki benden şanslı erkek kimdi?
İlk bakışta insana çok normal gibi görünüyor. Çünkü çocuklar bu parklarda 1950’li yıllardan beri Disney karakterleri ile böyle kucaklaşıyor ve fotoğraf çektiriyor.
İki yıldan beri ilk kucaklaşma ama bu fotoğrafın tarihi bir özelliği var. Çünkü 2 yıldan beri çocukların Disney karakterleri ile kucaklaşmasına ilk defa izin verildi. Öylesine önemli bir andı ki, İkinci Dünya Savaşının bitişini simgeleyen denizci ile genç kız öpüşmesi gibi, bu fotoğraf da New York Times gazetesinde Amerikalı bir çocuk için Miki Maus’la kucaklaşma, çocukluk döneminin en önemli hatıralarından biridir.
Daha doğrusu Tarkan’ın "Kıl Oldum" şarkısı üzerineydi.
Doğan Bey bir dil tutkunu olarak tabiatıyla "Kıl oldum" deyimine fena halde takılmıştı.
Bu bilgiyi, geçen gün kaybettiğimiz Hürriyet’in Sedat Simavi ödüllü polis ve adliye muhabiri Nurettin Kurt’un 2 Kasım 1994 günkü haberinden öğrenmiştik.
Sedat Ergin bugünkü Hürriyet’te Nurettin Kurt’u anlatan çok duygulu bir yazı yazdı.
Yer Moskova’nın Şeremetyova Havalimanı Giden Yolcu salonu.
Panoda saat 23.40’la, 02.45 arasında programlanmış 10 uçuşun bilgileri var.
O akşam saat 21.30’da İzmir Aliağa garajından kalkan Kamil Koç otobüsünün 28 numaralı koltuğunda oturan 63 yaşındaki adam, kalkıştan süre sonra yanındaki koltukta oturan yolcudan şu ricada bulundu:
“Cezaevinden biraz önce çıktım. Ankara’ya evime gidiyorum, ama eşime haber veremedim. Cep telefonum da yok. Müsadenizle sizin cebinizden eşimi arayıp haber verebilir miyim”