Farkında mısınız?
Bu sabah itibariyle dehşet verici bir “devlet yalanı” bütün açıklığı ile ortaya çıktı…
Dün akşam gazetecilik açısından çok ilginç, çok renkli bir ortamdaydım.
Düşünebiliyor musunuz, 12 Latin Amerika ülkesinin Ankara’daki Büyükelçileri aynı salondaydı.
“Özel” değil, “çok özel” bir haber bu…
Başlığını şöyle de koyabilirdim...
Bir haftadır önümde Türkiye’nin ciddi bazı araştırma kuruluşlarının ve istatistik kurumlarının 2022 rakamları duruyor.
Bunlar "Speed Medya" adlı bir kuruluş tarafından raporlanıyor.
Dün gece Oscar ödül adayları açıklandığında ayaktaydım.
Çünkü bu yıl ötekilerden çok farklı olarak merakla beklediğim bir şey vardı…
Polis 16 Ocak 2023 günü 70 metrekarelik bir eve girdi.
Burası çok ünlü ve çok acımasız bir mafya babasının eviydi.
Bu hafta hayatımın en şaşırtıcı ve en düşündürücü şeylerinden birini öğrendim.
Öğrendiğim an şunu düşündüm:
Cam vitrinin önünde “Zınk” diye durakaldığım o anı size ayrıntıları ile anlatayım. Olay dün Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca restore edilip, “Millet Bahçesi ve Kütüphane olarak açılan Rami Kışlası’nda geçiyor. İtiraf edeyim, kapısından adımımı attığım andan beri şaşkınlık içindeyim.Rami Kışlası adını neredeyse çocukluğumdan beri işitiyorum, ama hayatımda ilk defa geziyorum. Dört tarafı harika bir binayla çevrili, çok büyük bir park... Öyle kalabalık ki, yürümekte güçlük çekiyoruz… Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’la geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açılan kütüphaneyi gezeceğiz.“Kütüphane” deyince belki aklınıza bir bina geliyor ama burası kütüphaneden çok ileri bir yaşam alanı…
İLK İZLENİMİM: BURASI TÜRK TARİHİNİN EN BÜYÜK İKİ İSMİNE AİT
Sahnede iki erkek var…
Yaptıkları iş çok ilginç:
Biraz önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim tarihi olarak 14 Mayıs’ı açıkladığını öğrendiğimde ağzımdan çıkan ilk kelime şu oldu:
“Aaaa….”
Bu fotoğrafı geçen pazar günü ben çektim.
Yeri Hull City futbol takımının sahası…
O onlarca kişinin öldüğü büyük bombalama olayına kadar, “alemin düzeni” tıkır tıkır çalışıyordu.
Ülkeyi baştan sonra “Millî ve Yerli”, paralel düzen ele geçirmiş.
Bir alem düşünün…
Yıl desen 80”ler…
Hafta sonunda Disney Plus’a, son zamanlarda en çok beğendiğim ve beni en çok etkileyen belgesel filmi kondu.
Adı “If These Walls Could Sing…”
Buyurun size pazar günü tartışılacak bir konu…
“Böyle bir şey olur mu canım” diye düşünürseniz ya da benim gibi “Böyle şeyler benim başıma gelmez” diye düşünenlerdenseniz, hemen söyleyeyim…