Bastırılan 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin ardından Türk demokrasisinin eline önemli bir fırsat geçti. Milli Savunma Üniversitesi’nin (MSÜ) kurulması önemli bir fikirdi. Asker ile sivilin birlikte çalışması sağlanacak, sivil dekanlar olacak, bu arada sivil profesörler ders vereceklerdi.
Başına da Rektör olarak tarihçi Prof. Dr. Erhan Afyoncu atandı.
Günlerdir konuştuğumuz mevzunun özeti şu:
Teğmen Ebru Eroğlu, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde resmi yemini okuduktan ve devlet erkanı tören alanını terkettikten sonra etrafına topladığı sınıf arkadaşlarına 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kaldırılan yemin metnini okutuyor. Öncesinde kılıçları kaldırarak hurra diye toplanıyorlar tabii. Kılıç sallamak ya taarruz ya da isyan anlamına geliyor.
Tatildeyim ve üç gündür ülkemde yaşanan yemin tartışmasını izliyorum. Siyasi partilerin liderlerinin ve temsilcilerinin, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde okul birincisi Teğmen Ebru Eroğlu’nun, diğer yeni mezun teğmenleri devlet erkanı törenden ayrıldıktan sonra yanına toplayıp, kılıçları çektirerek okutturduğu çakma yemini savunmalarına şaşırıp kalıyorum
Beyler, hanımlar kendinize geliniz.
Dünyası zindan olmuş bir kadın o.
Zorla evlendirilmiş, bu evlilik için sevdiği gençten ayrılmak zorunda bırakılmış, nefret ettiği bir adamla 10 yıl evli kalıp, iki kız çocuğu sahibi olduktan sonra daha fazla dayanamayarak boşanmış bir kadın.
ABD’nin Ortadoğu interlandında İsrail’e tehdit unsuru olabilecek ülkeler için uyguladığı yöntemin ana mottosu bu.
Yukarıdaki başlık yani.
Antik Yunan efsanelerine göre, kapağı açıldığı anda içinde saklanan tüm kötülüklerin dünyaya yayıldığı bir kutu (Aslında kavanoz ama adı öyle kalmış) var, adı PANDORA’NIN KUTUSU.
FETÖ denen örgüte Pandora’nın Kutusu da denebilir.
Hayvan mezarlıklarını kazıp, içinden koyun, köpek leşi çıkarıp barınak önünde “Katiller” diye bağırıyorlar… Çağırmışlar CHP’lileri, dernek yöneticilerini, kendileri gibi ruh hastalarını “Köpekleri öldürüp öldürüp gömüyorlar” diye kuyruklu yalanları servis ediyorlar.
Yasa çıkar çıkmaz yazmıştım ben. Pek çok kişi yazdı ve söyledi aslında.
Tam Millî Eğitim Bakanlığı’nın, Fransa ile ülkemizdeki Fransız okulları üzerinden yaptığı anlaşmayla gurur duyup sevinirken, aldığım bir bilgiyle kulaklarıma inanamadım.
TÜSİAD üyesi, koskoca İş İnsanı, Sabancı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e gidiyor ve buyurgan bir dille “Müfredatı bir yıl erteleyin” diyor.
YAŞ kararları ile ilgili olarak kamuoyunu meşgul eden tartışmaya dair çok özel bilgiler paylaşacağım sizle. Tartışmanın fitilini ateşleyen konu ise 2015 yılında bir “Cemaat” yayınında makalesi yayınlanan bir Albay’ın tuğamiralliğe terfi ederken 400 “Atatürkçü Albay” ın da emekliye sevk edildiği iddialarıydı.
Aytunç Erkin Sözcü gazetesinde açıkça isim vererek Generalliğe terfi eden Albay Fevzi Orkunt Canyaş’ın makalesinden bazı paragraflar paylaştı:
Başlıktaki laflar bana ait değil, İngiltere’nin en çok satan THE SUN gazetesinden alınma ama tamamen katılıyorum.
Geçen haftadan beri İngiltere’de kıyamet kopmakta.
HAMAS lideri İsmail Haniye için yas ilân edilmesi bizdeki İsrail dostlarını kızdırdı. Demediklerini bırakmadılar. Siyonist ajandası artık aşikâr olan Zafer Partisi’nden İyi Parti ve CHP’ye kadar.
Bu sözümü yabana atmayın.
Türkiye çok acayip bir ülke, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da öyle. Bazen büyük hayal kırıklıkları yaşatsa da bir bakıyorsun akıl almaz bir olaya imza atan yine o oluyor.
Önce yıllardır yaşanan mağduriyetleri nihayet görüp, kamuoyunun bu konudaki tepkisini anlayarak geç de olsa bu yasanın çıkarılması için talimat veren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, sonra da bu yasanın çıkarılması için canla başla çalışan ekibe ve onun başındaki iki isme; Meclis AK Parti Grup Başkanı ve Sivas Milletvekili Abdullah Güler ile AK Parti Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu’na içten teşekkürler. Tabii yasa tasarısını oluşturan Meclis Komisyonundaki AK Partili ve MHP’li tüm üyelerle, yasaya oy veren tüm milletvekillerine de.
Her gün korkuyla evlerinden çıkan, çıktığında yolunu değiştiren, karşılaştığında ne yapacağını bilemeyen çocuklar, yetişkinler ve yaşlılar için, köpek saldırısına uğrayan, yaralanan ve sakat kalan, kuduz aşısı vurulup psikolojik travma geçiren her gün 1200’den fazla (Yılda 438 bin) insan için bu teşekkürler.
Başlıktaki kelimenin anlamını bilmen gerekir.
Verdiğin röportajlarda Çerkes kızı olduğunu, geleneklerine bağlı bir ailede yetiştiğini, saygıyı, sevgiyi bu aile ortamında öğrendiğini ifade ediyorsun çünkü. Hatta jüri üyesi olduğun bir yarışmada Sivaslı Çerkes bir yarışmacı gençle Qafe(*) yaptığını da gördük, ne güzel, aferin dedik sana her şeye rağmen.
İlgilenen herkes bilir, belediyeler geçmişten bu yana Sosyal Güvenlik Kurumu’na(SGK) prim borçlusudurlar. Bu borç “Devlet kurumları arasındaki mahsuplaşma” gibi görülüp elden geldiğince ertelenir ama nihayetinde her belediye SGK primlerini er ya da geç, peyderpey öderler.
Tablo yakın tarihlere kadar böyleydi.