Hayat bazen tam büyüyecekken, tam yoluna giriyorken sanki biri frene basar gibi olur. Şu sıralar tam da böyle bir dönemden geçiyoruz. İçimizde bir şeyler değişmek, genişlemek, ferahlamak istiyor ama bir yandan geçmişin yükü, diğer yandan hayatın getirdiği sorumluluklar bizi sıkıştırıyor. Sanki iki el arasında kalmışız da bir yöne gitmek isterken hep bir engel çıkıyor.
Böyle zamanlarda insanlar daha çok kendine, inançlarına, değerlerine dönüp bakar. "Ben neye inanıyorum? Ne için çabalıyorum?" gibi sorularla karşı karşıya kalabiliriz. İçimizden bir yan "daha fazlası mümkün" derken, başka bir yan "ya yine kaybedersem?" diye fısıldıyor. İşte bu iç çelişki hem özel ilişkilerde hem para konularında hem de genel hayata karşı tutumumuzda kendini gösterebilir.
Venüs ile Plüton’un uyumlu açısı, ilişkilerde tutkuyu artırırken sizi sevdiğiniz kişiye, bir nesneye ya da bir değere daha güçlü bağlanmaya yöneltebilir. Bu dönem yüzeysel hiçbir şey sizi tatmin etmeyecektir; aşkın, arkadaşlığın ya da cinselliğin daha derin ve dönüştürücü boyutları sizi cezbedebilir. Eğer bekarsanız, karşınıza çıkan biri hayatınızı kökten değiştirebilir. Romantik bir ilişki olmasa bile, bir grupla bağ kurmak veya arkadaşlık ilişkilerinde derinleşmek de duygusal doyum sağlar.
Plüton 5 Mayıs – 13 Ekim 2025 tarihleri arasında Kova burcunun 3 derecesinden 1 derecesine geriliyor. Bu geri hareket, gökyüzünde görünmeyen ama yeryüzünde çok hissedilen bir perdeyi aralıyor. Plüton retroda olduğunda, kontrol etmeye çalıştıklarımızın bizi nasıl kontrol ettiğini fark ederiz. Gücün perde arkası, görünmeyen iktidarlar, psikolojik takıntılar, toksik bağlar, ekonomik düzenekler bu süreçte daha görünür hale gelir. Özellikle Plüton’un Venüs ve Kara Ay Lilith ile yaptığı bağlantılar; ilişkilerdeki güç savaşlarını, cinsel manipülasyonları, finansal bağlanmaları ve arzunun gölge yanlarını öne çıkarıyor. Retro, geçmişte bastırılan bu temaların tekrar sahneye çıkışını temsil eder.
Plüton sadece bir “dönüştürücü” değil, aynı zamanda sökücüdür. Yıkar, altındaki gerçeği göstermek için. Mitolojide Hades'in hükmettiği yeraltı dünyası, aslında bu dünyanın kendi yüzeyinin altındaki halidir. Kapitalizm, medya gücü, karanlık ekonomi, organize suç ağları, sahte kurtarıcılar ve sistemin görünmeyen aktörleri Plüton’un alanına girer. 2025 retro döngüsü, ekonomik düzenin altındaki çürümüş yapıları, bilgi ve veri sömürüsünü, dijital sistemlerdeki güvenlik açıklarını ya da suç ekonomisini tekrar yüzeye taşıyabilir. Gündem şimdiden buna zemin hazırlıyor; gizli belgeler, veri kaçakçılığı, biyogenetik tartışmalar, yapay zekânın etik dışı kullanımı gibi konular Plüton retrosunda yeniden alevlenebilir.
Sevgili okurlar, bu aralar gökyüzü biraz ateşli! Ay ile Mars kavuşuyor; yani hem duygular hem de hareket enerjisi aynı potada buluşuyor. Bu kavuşum; anneler, kadınlar, ev konuları ve duygusal güvenlik gibi alanlara hızlı tepkiler, ani kararlar, belki de biraz sinir hâli getirebilir. Özellikle aileyle, özellikle de annelerle yaşanabilecek ufak tefek gerilimlere dikkat! “Durduk yere gerildik” dediğimiz olayların altında bu kavuşumun parmağı olabilir.
Maddi konular da hareketleniyor. Emekli maaşı, sosyal destekler, grup çalışmaları ya da konfor alanımızla ilgili gelişmeler hız kazanabilir. Ama dikkat! Mars varsa biraz fazla cesaret, hatta acelecilik de vardır. “Bu fırsatı kaçırmam” diyerek alınan şeyler sonradan cüzdanı üzebilir. Yatırım yaparken, para harcarken önce bir nefes alın. İlla hareket edecekseniz, önce yönü netleştirin, sonra yola çıkın.
Gökyüzü bu aralar hem gazı köklememizi istiyor hem de frene bas diyor. İçten içe “hadi harekete geç” sesi yükselirken, bir yandan da “önce bir düşün bakalım, nereye gidiyorsun?” mesajı geliyor. Koştur koştur karar almak değil de oturup rotayı çizmek daha kıymetli şu an. Hani derler ya; önce neye niyet, sonra hangi yöne kısmet...
Bir kıvılcım yanıyor içimizde. Yepyeni fikirler, aniden gelen parlak ilhamlar, “acaba başka türlü mü yaşasam?” dedirten uyanışlar... Ama bu parlamalar hemen aksiyona dönüşmeli mi? Değil. Bu dönem daha çok, zihinde demlenen çay gibi... Hemen içilmez, biraz beklemesi lazım.
Bugün sizlerle, gökyüzünün sessiz ve gizemli gücü Güneş'in faaliyetlerinden ve Dünya üzerindeki olası etkilerinden bahsetmek istiyorum. Araştırmalar yaparken değerli yazar Kenan Yasin Bölükbaşı'nın kapsamlı çalışmasıyla karşılaştım. Ondan esinlenerek, biraz da kendi yorumlarımı ekleyerek sizlerle paylaşmak istedim.
Güneş patlamaları denince genelde aklımıza o muhteşem kutup ışıkları geliyor. Ancak işin güzelliğinin yanında ciddi riskleri de var. Çünkü Güneş, yaklaşık her 11 yılda bir, sakin ve fırtınalı geçen döngüsünü tamamlayıp yenisini başlatıyor. Döngünün yaklaşık ilk 4-5 yılında aktivite zirve yapıyor ve sonrasında sakinleşiyor. İşte tam da bu zirve dönemlerinde gerçekleşen güçlü patlamalar ve koronal kütle atımları, Dünya'nın manyetik alanıyla etkileşime girerek elektrik şebekelerinden GPS sistemlerine, uçaklardan uydulara kadar pek çok teknolojik altyapıyı tehdit edebiliyor.
Ay Yengeç burcundayken ev hayatı adeta bir başka güzelleşir! Evde oturmak, misafir ağırlamak, aile büyüklerini ziyarete gitmek için harika bir zamandır. Sanki birdenbire evin içini kek, poğaça, börek kokuları sarar. Bir yandan çay demlenir, bir yandan tencerede yemekler kaynar. Böyle günlerde insanın içi sıcacık olur, “hadi toplanalım da sohbet edelim” havası eser.
Venüs Koç'ta...
Gökyüzü yine hareketli günler vaat ediyor. Venüs, enerjik ve sabırsız Koç burcuna geçti! Peki bu ne demek? Aşk, para, güzellik ve ilişkiler alanında kimse ağırdan almak istemiyor. Herkes hızlıca, cesurca ve "önce ben!" diyerek gaza basmaya hazır!
Ay ile Lilith arasında oluşan 150’lik açı, hayatımıza hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ilginç dalgalar getirebilir. Bu açı, görünüşte birbirinden bağımsız gibi duran duygularla olayların tuhaf bir şekilde iç içe geçmesini anlatır. Bastırılmış duyguların su yüzüne çıkması, unutulduğu sanılan kırgınlıkların yeniden hissedilmesi mümkün. Özellikle tercih edilmeme, dışlanma ya da reddedilme gibi hikâyeler, hafızanın tozlu raflarından çıkıp bizi yeniden sarsabilir. Geçmişte üzeri örtülen meselelerin yeniden gündeme gelmesiyle, ruhumuzdaki eski defterler açılabilir.
Sevgili okuyucularım,
Öncelikle İstanbul’da, Kütahya’da ve çevre illerde depremi hisseden tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi ileterek sözlerime başlamak istiyorum. Takip ettiğiniz üzere, bu hafta boyunca kaleme aldığım yazılarda gökyüzündeki sert açılardan sık sık söz ettim. Özellikle 20 Nisan tarihli yazımda, deprem olasılığına dikkat çekmiştim. Elbette, ülkemiz bir deprem ülkesi olduğu için bu tip olaylar zaten doğal bir akışın parçası. Ancak önemli olan, gerekli önlemleri almak, bilinçlenmek ve bu gerçeği hiçbir zaman unutmamak. Toplum olarak el birliğiyle gerekeni yapmamız şart.
27 Nisan’da Boğa burcunda gerçekleşecek Yeni Ay hem dünya genelinde hem de bireysel hayatlarımızda sarsıcı etkiler yaratabilir. Evrenin sorusu net. “Dengede miyiz, yoksa her şey bir adım ötede dağılmaya mı hazır?” İşte tam da bu sorunun eşiğindeyiz.
Dünya Genelinde Neler Olabilir? Ekonomik Gerçeklikler Masada Boğa burcundaki Yeni Ay, doğrudan ekonomi, güven, üretim, tarım, toprak ve para sistemlerini işaret ediyor. Bu sadece bireysel bütçelerimizi değil; dünya genelindeki ekonomik yapıları da yakından ilgilendiriyor.
Sevgili okuyucularım;
Bu aralar gökyüzünde “Eskiyi bırak; ama önce bir şok yaşa” teması dolaşıyor. Güney Ay Düğümü ile Uranüs arasında oluşan uyumlu üçgen açı; geçmişin sırlarını âdeta elektrik gibi çakıyor. Kiminin kalbinde; kiminin haber bülteninde...
Gökyüzü bu aralar resmen soğuk bir duş etkisi yaratıyor! İçimizde sevgi olsa da bunu göstermek zorlaşıyor. Birbirimize yaklaşmak yerine, kolayca surat asıp uzaklaşabiliyoruz. Bu yüzden özellikle aşk ilişkileri bu süreçte biraz zorlanabilir. Kalpler hassas; bir şey söylemek istiyoruz ama kelimeler sanki boğazımıza düğümleniyor. Küçük bir söz bile yanlış anlaşılabiliyor.
"Eğer son günlerde kendinizi garip bir duygusal hava içinde bulduysanız, yalnız değilsiniz..."
Bu gökyüzü görünümü bize şunu soruyor: “Sen gerçekten ne istiyorsun?” Çünkü Güneş ile Plüton kafa kafaya gelince, bir yanda hedefler, güç ve başarı arzusu; diğer yanda kontrol kaybı korkusu, ego savaşları ve bastırılmış duygular çıkıyor sahneye.
Bu dönem kendini sanki durmadan çalışan bir makine gibi hissedebilirsin. Hedef odaklısın, “ben yaparım” diyorsun, ama dikkat! Bu hırs seni biraz fazla zorlayabilir. Her şeyi kontrol etmek, ipleri elinde tutmak isterken farkında olmadan hem kendine hem de başkalarına baskı kurabilirsin.
Gökyüzü şu sıralar biraz gergin, çünkü Güneş ile Mars arasında zorlu bir kare açı var. Bu transit, adeta sabrımızı test etmek üzere gökyüzünden inmiş bir karakter sınavı gibi... Özellikle rekabet içeren durumlar, otorite figürleriyle (patronlar, baba figürleri ya da genel olarak erkekler) yaşanabilecek çatışmalar ön planda olabilir.
Kendinizi zaten biraz öfkeli, huzursuz ya da sabırsız hissediyorsanız, bir kıvılcım yeterli olabilir. Ama dikkat! Dürtüsel ve fevri tepkiler hem sizin hem karşınızdakiler için riskli olabilir. Bu süreçte, gücünüzü göstermek veya egonuzu ortaya koymak pek de fayda getirmeyebilir. Aksine, geri çekilmek, stratejik davranmak ve olası çatışmalardan uzak durmak çok daha akıllıca olur.