Milyonların beklediği Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) sorunu çözüldü… Hem de yaş sınırı olmadan… Böylece Türkiye’nin 30 yıllık kanayan yaralarından biri çözülmüş oldu. Bundan çok kısa bir süre önce de yeni asgari ücret açıklandı ve yüzde 55 zam yapıldı.
Sırada memur ve emeklilere yapılacak zam konusu var…
Siyasi yasak, hapis cezası, mağduriyet, sevinç gösterileri, sarılmalar, kutlamalar, eleştiriler, savunmalar…. Her şey yaşandı son bir haftada…
Bütün bunların arasında ortaya çıkan tek bir gerçek var… O da Kemal Bey bu işi öğrendi…
‘Ahmak’ deyip demediği bile belli değil… Ki bundan çok daha edepsiz lafların edildiği bir ortamda kalkıp hem hapis hem de siyasi yasak kararı veriyorsunuz…
Sadece İstanbul’da imza attığı skandallarla gündeme gelen, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu neredeyse rafa kaldırılmış siyasi bir figürü bırakın Türkiye’yi dünyanın gündemine oturtuyorsunuz…
1 Ocak’ta altı yaşına girecek… Bakmaya kıyamıyorum, doyamıyorum… Hani derler ya, "Kız çocuğun olunca baba olduğunu anlarsın." İnanın aynen öyle…
Kızım olduğunda baba olduğumu hissettim… Çünkü öldüğünde elini tutacak birine sahip oluyorsun…
Her ne kadar dış politika ve siyaseti de yakından takip etseler de vatandaşın öncelikli gündemi ekonomi… Dört gözle asgari ücret ve EYT düzenlemesi ile ilgili yapılacak açıklamalar bekleniyor…
Bunun yanısıra enflasyon ve fahiş fiyatlar da yakından takip edilen başlıklar arasında…
Çok zor bir dönemde göreve geldi… O da bunun farkında… Ancak oldukça kararlı… Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’den bahsediyorum… Böyle kritik bir dönemde Bakan beyle bir araya geldik ve sohbet etme fırsatı bulduk… Benim ve dolayısıyla kamuoyunun da merak ettiği birçok başlığı konuşma fırsatı bulduk…
Öncelikli başlık doğal olarak enflasyon ve hayat pahalılığıydı…
Önceleri kapalı kapılar ardında, kulislerde yarım ağız konuşuluyordu… Şimdi ise açık açık söylenmeye başlandı…
Her ne kadar ‘liderler arasında kriz yok’ dense de, hepimiz çok iyi biliriz ki, böyle keskin açıklamalar liderlerden habersiz yapılmaz…
Bu ismi duyduğum anda 8 Temmuz 2014 tarihine gittim… Buradan yola çıkarak yaşadığım ilginç bir hikayeyi sizlerle paylaşacağım…
Dediğim gibi tarih 8 Temmuz 2014… ‘Ahlaksızsın Bülent Keneş’ başlığıyla bir yazı yazdım… Bu başlığı atmamın nedeni ise şu; Bülent Keneş isimli FETÖ’cü, Erdoğan nefretini şu cümleleri kullanarak gösteriyor: “Bu rezilin muhterem annesi iyi ki bugünleri görmeden vefat etmiş de nasıl bir evladı olduğunu görme ve kahrolma zulmünden kurtulmuş…”
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin son dönemde uyguladığı dış politika sadece diplomasi açısından değil ekonomik açıdan da ciddi getiriler sağlamaya başladı…
Tüm dünya, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşı karşısında izlediği politikayı gıptayla takip ediyor… Türkiye, krizleri çözen ülke konumuna geldi... Bir telefonla Rus lider Putin’i ikna edebilen tek ülke… Bu durum dünya ülkeleri tarafından da kabul ve takdir edilir durumda…
Hem Türk… Hem Tabip… Ne Türklükle ne de tabiplikle uzaktan yakından ilgileri yok bunların…
Mehmetçik birden fazla terör örgütüyle canını ortaya koyarak mücadele ederken bir de böyle saçma sapan zırvalara maruz kalıyor…
Şöyle geriye doğru gittim…Arşivler ilk maden faciası tarihini 1983 tarihi olarak gösteriyor…Yer Zonguldak Armutçuk…103 şehit…
Yozgat Sorgun’da, 1995’te, 38 işçinin şehit olduğu maden kazasına gitmiş, bir hafta orada kalmış ve haberler yapmıştım… Anlayacağınız bu acıyı ailelerle birlikte bire bir yaşadım…Demem o ki, bu acılar sadece bugünün sorunu değil…Türkiye’nin kanayan yarası…
Nereden çıktı bu ziyaret?.. Herkes doğal olarak bu soruyu soruyor… Doğal olarak diyorum çünkü seçim sathı mahalline girilmişken bir genel başkan neden ABD’ye gider?...
Siyasi literatür, bir siyasi parti genel başkanı seçimlere az bir süre kala ABD’ye giderse, bu durum ‘icazet almaya mı gitti?’ şeklindeki yorumlarla doludur… Bu nedenle de siyasiler buna hassasiyet gösterir…
Çok büyük bir taktik hata…
Çok büyük bir strateji hatası…
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, doğal olarak canına tak dedi ve “Benimle birlikte misiniz?” diye yol arkadaşlarına, özellikle de Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a çağrıda bulundu… Onlar da sosyal medya üzerinden ‘yanındayız’ mesajı verdi…
Bu karşılıklı mesajlar sonrası Kemal Bey’in adaylığına kesin gözüyle bakılmaya başlandı… Parti içinde belki öyle ancak masa ne diyordu acaba bu adaylığa…
Genel başkanları “Oturun oturduğunuz yerde, işinizi yapın” dedi olmadı… Onlar ekranların karşısına çıkıp, kesin bir dille ‘aday değiliz’ demedi…
*Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’tan bahsediyorum…