Durum böyleyken doğal olarak insanın gözü İstanbul’un belediye başkanını arıyor… Daha önce de birkaç kez böyle felaketler sırasında yaptıklarıyla eleştiri oklarının hedefinde olan Ekrem İmamoğlu yine ortalarda yok…
Bir süre sonra öğreniyoruz ki, İngiltere Büyükelçisi ile Rumeli Kavağı’ndaki bir balıkçıda yemekte…
Erdoğan’ın bu açıklamaları üzerine türlü türlü yorumlar, uçuk kaçık çıkarımlar havada uçuşmaya başladı… Ancak bunlar arasında öyle bir tanesi var ki akıl alır gibi değil… Bu açıklama Meral Akşener’den geldi…
Ne dedi Akşener?
Yerli aşımız Turkovac’tan bahsediyorum…
Hatırlayın, Covid-19 belası sınırlarımızdan girdiğinde nasıl bir çaresizlik yaşamıştık… Aşı yoktu ve ne yapacağımızı bilemiyorduk… Sonra aşı bulundu bu sefer de tedarikte sorunlar yaşadık… Anlayacağınız elimiz kolumuz bağlıydı… Arkasından çok büyük paralar vererek elin bulduğu aşıları getirttik…
Tablo böyleyken Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın olduğu iddia edilen bir profesör, bu nasıl bir yakınlıksa düşman olsa yapmaz, attığı bir tweetle piyasaları tedirgin ediyor… İzzet Özgenç’in ‘ekonomik OHAL’ tweetinden bahsediyorum…
Peki diyeceksiniz ki, bir profesörün attığı tweet bir ülkede niye bu kadar gündem olur, niye piyasaları bu kadar tedirgin eder?...
“Kendisinden talip olduğunu duymadım ama bizim bir ilkemiz var. Diyoruz ki bu konuda herkes idealist davranmalı, nefis zamanı, adaylık düşünenler idealist davranmalı. Kimler aday olmayı düşünüyorsa bu şartları göze alarak temel ilkemize kabul sağlayarak bu yola çıkmalılar. Kazanma riski görünen anket ilmiyle belirlenen bir adayı, İYİ Parti olarak kabul etmiyoruz. Millet İttifakı'nın varlığı seçimi ilk turda kazanabilecek genişlikte, o bakımdan en uygun adayın istişarelerle belirlenerek ortaya konulması Türkiye'ye yapılabilecek en iyi iyilik. Kazanamama ihtimali olan birinin uygun olmayacağını söyleyeceğiz, sonuç odaklı düşüneceğiz”…
Bu açıklama İYİ Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın’a ait…
Her ne kadar CHP yöneticileri kabul etmese de, HDP ile son seçimlerde nasıl bir ittifak kurdukları ortada… Özellikle CHP’nin her ortamda HDP’yle ilgili düzdükleri övgüden bunu anlıyoruz… Hatta kimi zaman Meclis içinde bile beraber hareket ettikleri ortada… HDP desteğini kaybetmemek için Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’dan Doğu ve Güneydoğu illerinde mesai harcaması da cabası…
Tablo bu kadar netken CHP’li yöneticiler sürekli bir inkar içinde…
Son birkaç gündür öyle şeyler yaşanıyor ki memlekette anlamak mümkün değil…
Ne oldu da bu dolar bir günde yüzde 10’dan fazla arttı?...
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da özellikle son dönemde sık sık değiştiklerini, özeleştiri yapmaları gerektiğini sık sık vurgulamaya başladı…
Son olarak da ‘helalleşeceğiz’ diyerek siyaset arenasında başka bir tartışmanın fitilini ateşledi…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı… Enerji konusunda çok ciddi müjdelerinin olacağı, bu müjdenin sadece devletin değil vatandaşın da cebine etkisinin olacağını söyledi…
Bu açıklamadan yola çıkarak şöyle bir hayal kuruyorum; öyle bir enerji kaynağına sahip olacağız ki, bu kaynak üzerinden 40 milyar dolarlık bir anlaşma yapacağız… İşte bu anlaşma Erdoğan’ın dediği gibi hem devletin hem vatandaşın cebini doldurur… Bugün en çok tartışma konusu olan ekonomiye yapacağı etkiyi tartışmıyorum bile… İşte size kaynak, işte size hareketlilik…
Öldürmenize, hasta etmenize gerek yok ki… Çok uzun bir süre kalmadı seçimlere, gidersiniz sandığa, verirsiniz oyunuzu ülke yönetiminden alırsınız…
Yetmedi bugüne kadar yaptıklarınız şimdi de ‘öldü’ algısı oluşturmaya çalışıyorsunuz…
İYİ Parti Genel Başkanı bununla da yetinmedi, CHP’nin İmamoğlu veya Mansur Yavaş’ı cumhurbaşkanı adayı olarak göstermesi durumunda destekleyeceklerini söyledi…
Kendisi zaten aday olmayacağını, Başbakan olacağını söylemişti daha önce…
Eyy Erdoğan’ın sanatçıları kendinize gelin, iktidara gelince hesap vereceksiniz!..
Eyy Erdoğan’ın hakim ve savcıları, kararlarınıza dikkat edin iktidara geldiğimde burnunuzdan getireceğim!..
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hiç anlamadığım bir şekilde, yarıştan çekilmiştir…
Anlamadığım nokta şu; ütopyaları haline gelen ‘güçlendirilmiş parlamenter sistemi’ getirebilmek için yeterli çoğunluğu yakalamayacakları net bir şekilde ortadayken ‘Ben cumhurbaşkanı değil, başbakanlığa adayım’ diyerek bence ciddi bir taktik hata yapmıştır Akşener…
Savunma sanayinin millileşmesi konusunda bayrağı almış en önde gidiyor…
Öyle ki ürettikleri ile bir ülkenin savaş kazanmasında çok büyük rol oynuyor… Azerbaycan’ı kastediyorum…
Hiç gecikmedi HDP’nin eski eş başkanı Sezai Temelli çat diye cevap verdi:
“Kürt sorununun çözümünün yegane muhatabı HDP değil ama bu sorunun çözümü adına bugün demokratik siyaseti var eden ve kolaylaştıran başlıca aktör HDP’dir. Ama asla unutulmaması gereken şey demokratik çözümün adresi ve azıl muhatabı İmralı’dır”…