Kadın politikacı olmak kimseye böyle bir hak vermez…
Çok örnek var ancak ben en sonuncusundan başlayayım…
Bunların başında gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Netanyahu’ya benzetmesiydi… Bu durum ne siyasete ne de vicdana sığar… Filistin halkına yönelik resmen soykırım uygulayan İsrail’e karşı en dik duruşu sergileyen, Netanyahu ve benzerlerine her defasında ağzının payını veren lidere bu tür bir benzetme hiç mi hiç yakışmadı…
Dünya tarihine geçen ‘one munite’ çıkışını ne çabuk unuttunuz?.. Siyaset yapılırken de biraz düzeyli ve vicdanlı olmak gerekmiyor mu?... İnanın bunlar puan yazmaz, tam tersine puan kırar…
Her neyse geçelim bu mevzuyu ve konunun başka bir boyutuna geçmeden önce Türkiye’de yaşayan bütün Ermeni arkadaşlarıma, dostlarıma selam edelim…
Bu ‘soykırım’ saçmalığının dışardan çok içerdeki yansımalarını merak ettim her zaman olduğu gibi…
Eeee ne demiş atalarımız can çıkar huy çıkmaz!..
CHP’li yetkililer de işte böyle…
Durum böyleyken bir bakıyoruz CHP’nin bu konuyla ilgili hazırlattığı afişler yasaklanıyor, duvarlardan kaldırılıyor… Hatta teşkilat merkezlerine girilerek afişler toplatılıyor…
Yani CHP’nin ekmeğine yağ sürülüyor…
Günlerdir bu mavalları dinliyoruz... Oysa şöyle yakın tarihimize dönüp bir baksalar emekli asker örnekleriyle dolu...
104 emekli amiralin her yanıyla buram buram darbe iması kokan bildirisinin savunulacak tek bir tarafı yoktur... Tarihi darbelerle dolu bir ülkede bu tür bir durum hoş karşılanamaz, karşılanmamalı...
Selahattin Demirtaş diyor ki;
“Eğer muhalefetteki milliyetçi odaklar, demokrasi ittifakına ısrarla engel olmaya devam edeceklerse… Bu durumda HDP öncülüğünde üçüncü bir ittifak, demokrasi ittifakı ilan edilebilir”…
Çok zorlu bir pandemi dönemi, buna rağmen tamamlanan il, ilçe ve olağan büyük kongre… AK Parti yeni kadrolarını oluşturdu… 7. Olağan Kongre sürecinde 81 il başkanının 52’si, 973 ilçe başkanlığının ise 715’i yenilendi… Bu, hareketli siyaset gündeminin içinde kaybolup giden çok önemli bir rakam… Parti teşkilatı çok büyük bir oranda değiştirilmiş durumda… Bu değişikliklerdeki en dikkat çeken kıstas ise il veya ilçelerde artık kayırmacılık, onun veya bunun adamı olmak yerine, çalışan, halkla içiçe olan isimlerin getirilmiş olması…
Böyle dönemlerde çok fazla ön plana çıkmayan gizli kahramanlar vardır… Pandemi döneminde böyle bir tabloyu ortaya çıkaran isim ise Teşkilat Başkanı AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir oldu… Diğer bir deyişle bu sürecin içinden alnının akıyla çıktı…
Bunlar değil mi PKK'ya sırtını dayayan?..
Bunlar değil mi PKK isterse tükürüğünde boğar diyen?..
Diyor ki “İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener ve HDP Eş Genel Başkanı Sayın Pervin Buldan’ın nezdinde tüm kadın siyasetçilerin ve Türkiye genelindeki kadın belediye başkanı mevkidaşlarımın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarım”…
İmamoğlu’nun mevkidaşları olan kadın belediye başkanlarını kutlamasını anlarım ancak Meral Akşener ve Pervin Buldan’ı aynı tweette kullanmasının altında başka şeyler ararım…
Diyarbakır annelerinden bahsediyorum… Çocukları PKK terör örgütü tarafından dağa kaçırılan annelerden… Bir çoğumuzdan daha cesur annelerden… Elleri ayakları öpülesi annelerden…
Yuhalanan, azarlanan da CHP’li Özgür Özel ve Sezgin Tanrıkulu… Rahmetli Tahir Elçi'nin duruşmasına gelip, 'şu annelere de bir uğrayalım' diyen CHP'liler…
PKK terör örgütünün alçakça gerçekleştirdiği Gara katliamının ardından HDP'nin tavrı ortada… Aslına bakarsanız CHP'nin tavrı da ortada… Dönüp HDP'lilere tek laf dahi edemeyen, aradan neredeyse 2 yıl geçmesine rağmen Diyarbakır annelerini ziyaret etmeyen CHP, işi gücü bıraktı katliamdan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sorumlu tuttu…
Şimdi önümüzde çok ciddi bir sınav var… Meclis'te terörü ve terör örgütünü destekleyen, terör örgütü militanı gibi hareket eden HDP'li 9 milletvekilinin (Bunların arasında genel başkanları Pervin Buldan da var) dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili oylama yapılacak… AK Parti ve MHP'nin tavrı net… İYİ Parti'nin de dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda bir sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum…
PKK terör örgütü tarafından 5 ve 6 yıl önce kaçırılan 13 vatandaşımız alçakça şehit ediliyor, ‘şehit edilenlere neden sivil deniliyor’ diye saçma sapan bir tartışmanın peşinden gidiyoruz… 13 şehidimizin ailesinin içi kan ağlıyor, ‘mağarayı TSK bombaladı’ propagandasına alet oluyoruz…
Bütün bunlar yetmiyor, ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı ağza alınmayacak laflar söylüyor… İki bakan gelip olanları, yaşananları bir bir anlatmasına rağmen, gözünü o kadar nefret bürümüş ki, 13 evladımızın şehit edilişinin sorumlusunun Cumhurbaşkanı olduğunu iddia ediyor…
Konunun özü bu değil… Üzerinde durulması gereken İnce’nin söyledikleri…
Ne diyor İnce:
Daha ilk gündü... Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi rektörü olarak atandığı duyurulmuştu... Bunun üzerine CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu derhal sosyal medyadan 'örgütlenin' çağrısıyla birlikte soluğu üniversitenin bahçesinde aldı... O gün yaşananları, açılan paçavraları, söylenen marşları dün gibi hatırlıyoruz...
İşte o günden bugüne üniversitedeki olaylar sarpa sardı...