Reyhan Aliusta

Reyhan Aliusta

[email protected]

Son Yazıları

Okullar Açılırken Bağışıklığı Destekleyelim!

Fakat bunlardan daha da önemlisi çocuklarımıza verdiğimiz bu vitamin ve minerallerin vücuttan emilmesidir. Zannetmeyin ki bu aldığımız vitaminler çoçuklarımızda yüzde 100 emilim olup ilgili doku ve organlara gidiyor.

Normalde bu vitaminler sağlıklı bir bağırsağa geldiğinde oradan emilim olur ve kan dolaşımıyla hücresel beslenme gerçekleşir. Eğer çocuk sağlıksız bir bağırsağa sahipse bu vitaminlerin büyük bir kısmı dışkı yoluyla atılacaktır, yani kan dolaşımıyla hücrelerini beslemeyecektir. Çocuk bu aldığı vitaminden gerekli faydaya göremeyecektir. Çok antibiyotik , kortizon kullanmış ve kötü bir beslenmeye sahip çocukların bağırsağının sağlıklı olması da zaten beklenemez.

Yazının Devamı

Pandemi ve bağırsaklarımız

Bunun için önce beslenmemize dikkat etmeliyiz ve bilinenin aksine az yemeliyiz! Bilim insanları İçinde yaşadığımız modern çağdan dolayı beslenme yerine beslenmemeye vurgu yapıyorlar.

Eskiden dedelerimiz ekmeği de sütü de balıda ve daha bir çok gıdayıda tüketiyorlardı ama onlara hiçbir şey olmuyordu. Peki biz yiyince neler oluyor?

Yazının Devamı

Akasya ağacından gelen mucize

Akasya ağacının gölgesinden çıkan bu reçineye Akasya Gamı da denilmektedir. Daha çok Afrika’daki "Akasya Senegal" bitkisinden elde edilmektedir. Şimdiye kadar genellikle gıda sektöründe kıvam arttırıcı olarak kullanılmıştır.

Akasya Gamı; doğadan insanlığa gelmiş en büyük hediyelerden biridir; yani bize şifa kaynağıdır. Dünyanın en iyi prebiyotiğidir. Bilimsel olarak da bu kanıtlanmıştırdır.

Yazının Devamı

Bağırsak Bakterileri Şişmanlığa Nasıl Sebep Olur?

Zayıf bir yapıya sahip olan insanlar sindirilemeyen kalorilerin bir kısmını dışarı atabilirlerken şişman yapıya sahip olanlar ise bunu pek sık yapamazlar. Örneğin; bazı insanlar diğerleriyle eşit miktarda besin tüketmelerine rağmen kilo alıp yağlanırlar. Çünkü bağırsak florası diğer floralara göre yüklü miktarda firmiküt (firmicütes) adını verdiğimiz bakteri ile doludur. Bu FİRMİKÜT dediğimiz bakteri bağırsağımızda az miktarda olduğunda bağırsak için faydalı fakat sayısı arttıkça zararlı etkiler vermeye başlar. (Obezite)

Aşırı kilolu insanlar üzerinde yapılan araştırmalar bağırsak floralarında yer alan bakteri çeşitliliğinin daha az olduğunu ortaya koymuştur. 2013 yılında yapılan bir araştırmaya göre de bağırsak bakterileri içinde yaşadıkları canlının iştahını da etkileyebilir; yani gece tatlı krizleri onun ardından tekrar tekrar beslenmeler yani kontrol edemediğimiz bir iştah da yine bağırsak bakterilerinden kaynaklanmaktadır. Aslında bu sinyaller beynimizden değil bağırsağımızdan gelir.

Yazının Devamı

Sedef cilt hastalığı değildir!

Çünkü hastalığa neden olan organ ile hiç ilgilenilmemiştir. Bu organ bizim bağırsaklarımızdır ve burada mekanizma şöyle işler: Sağlıklı bireylerin bağırsakların da faydalı bakterilerin oranı çok yüksektir ve bu dost bakteriler bağırsağa kendileri yerleştiği için zararlı bakterilerin bağırsağa yerleşmesine engel olurlar. Fakat antibiyotik kullanımı, sağlıksız beslenme, stres gibi durumlar bu iyi bakterilerin sayısını azaltır. İyi bakteri miktarı azaldıktan sonra bağırsağa zararlı bakterilerin yerleşmesinin önündeki engelde kalkar, bağırsak yüzeyine zararlı bakteriler yerleşmeye başlar. Bu seferde bu zararlı bakteriler faydalı bakterilerin yerleşmesine engel olur yani orayı istila ederler. Bağırsağımızdaki zararlı bakteriler ve küflerin oranı artınca bu zararlı mikroorganizmalardan çeşitli toksinler salınır, bu toksinlere ilk olarak bağışıklık sistemi saldırır. Zaten bağışıklık sistemi hücrelerimizin çoğu bağırsaklarımızdadır. Eğer toksin miktarı fazlaysa bu sefer toksinler karaciğere ulaşır ve karaciğer tarafından yok edilmeye çalışılır. Eğer toksin sayısı çok çok fazla olduğunda da bu sefer karaciğerde yetişemez ve toksinler kana karışmaya başlar.

Kana karışan kimi toksinler cildimizde ki farklı tabakalara, kimi eklemlere kimi de başka organlar da birikir. Biriken bu toksinlere bağışıklık sisteminin saldırması sonucu da otoimmün hastalıklar olur.

Yazının Devamı

Sağlam kafa sağlam bağırsakta olur

Bağırsağımız içinde yaşayan trilyonlarca bakterimiz vardır. Bu bakteriler denge içinde yaşamaya devam ederler ve sayılamayacak kadar çok görevleri vardır. Eğer bu bakteriler arasında denge bozulursa o zaman barsağımızın duvarı da hasar almaya başlar. (Geçirgen bağırsak sendromu) Sonra başta karaciğer olmak üzere tek tek diğer organlarda hastalık belirtileri görülür.Vitamin ve mineral eksikliklerinin sebebide burada ki ki emilimin olmamasıdır.

Başlıca hastalıkları sayacak olursak; romatizmal hastalıklar, cilt hastalıkları, obezite, depresyon, psikolojik ve birçok nörolojik ve kronik rahatsızlıkların baş nedeni bağırsaklarımızdır.

Yazının Devamı

Bedenimiz bizimle konuşur

Bedenimiz bize anlamamız için hep işaretler gönderir. Başımız ağrıdığında aslında bu ağrı hiç bir yerden gelmez, yani dışardan gelmez mutlaka bedenimizde bir dengesizlik olmuştur ve bunu baş ağrısı olarak ifade eder. Ya da ishal olduk diyelim, bu da bedenimizin bize göstermiş olduğu bir tepkidir. Demek ki ya bozuk bir gıda yedik, zehirlendik vb bağırsaklarımızda bunu cıvık dışkılama olarak bize gösterdi.

Özetle hastalık dediğimiz şey aslında bedenimizin bize bir şeylerin yanlış gittiğini gösteren uyarılardan ibarettir. Hastalıklar vücudumuzda dengenin bozulduğunu bize gösterir. Bedenimiz bizimle konuşur; bize önce minik minik sinyaller gönderir biz bu belirtileri dinlemezsek ısrarla bastırırsak, bastırıcı ilaçlarla yok etmeye çalışırsak o zaman bedenimiz kendini daha da zorlayıcı yollarla ifade etmeye başlar. Ta ki biz bu mesajı anlayana kadar.

Yazının Devamı

İnsana yapılan en büyük kötülük

Günümüz dünyasında artık bizler sürekli yemek yiyoruz. Hatta programlanmış gibiyiz. Acıkmasak bile öğün saati geldiğinde oturup yemek yiyebiliyoruz ve bununla da yetinmeyip sürekli atıştırmalar yapıyoruz, ara öğünler yapıyoruz.

Sindirim sistemimiz durmak dinlenmek bilmeden sürekli çalışıyor.

Yazının Devamı

Geçirgen bağırsak sendromu

Bağırsaklarımızın doğal yapısında toplu iğnenin milyonda biri kadar minik minik delikler vardır, yani sağlıklı bağırsak kendisi doğal bir geçirgenliğe sahiptir. Bu sıkı bariyerden besleyici maddeler ve vitaminler kan dolaşımına geçerler ki zaten bu onun doğal görevidir. Fakat toksik maddeler,sindirilmemiş gıda parçaları kan dolaşımına  geçemez.

Bağırsaklarımızın bu iç yüzeyini saran tabakanın sıkı sıkı bağlarla bağlı olması gerekmektedir. Paketli gıdalar, rafine şeker, toksik maddeler, kullanılan ilaçlar, hastalıklar, enfeksiyonlar ve kronik stres gibi faktörlerden dolayı bağırsağımızdaki bu sıkı tabaka gevşemeye başlar. Bağırsağımızda ki bu  delikler büyümeye başlayınca da  bağırsak bariyerini normalde aşmaması gereken maddeler artık bağırsağımızdan, vücut içerisinde geçmeye başlar.

Yazının Devamı

Mutluluğun kaynağı ve şeker

Serotonin hormonu beyinde ve bağırsakta sentezlenir. Ama bilinenin aksine daha çok bağırsaklarımızda sentezlenir. Mutluluk hormonunun minimum yüzde 80'i bağırsaklarımızda üretilir. Bunun için bağırsaklarımıza özellikle bağırsağımızın içerisindeki dost bakterilere çok iyi bakmalı ve bu bakterileri sevmeliyiz.

Serotonin eksikliğine neler olur?

Yazının Devamı

Bütün hastalıklar orada başlar

Mikrobiyota; bağışıklık sistemi, detoksifikasyon, enflamasyon, vitamin sentezi ve emilimi gibi bir çok fizyolojik aktiviteden sorumludur. Ayrıca bu Mikrobiyota; ruh halimizi, libidomuzu, metabolizmamızı enerjik ya da halsiz olup olmadığımızı belirlemeye de yardımcı olur.Kısaca ifade etmek gerekirse sağlığımızla ilgili her şey ,duygusal ya da fiziksel olarak nasıl hissettiğimiz bile Mikrobiyotaya bağlıdır.

Otoimmün hastalıklar dediğimiz bağışıklık sisteminin fazla çalışıp kendi kendine zarar verdiği hastalıklar da dahil olmak üzere son yapılan çalışmalarda nörolojik ve psikolojik rahatsızlıkların da bağırsak florasında ki bozuklukdan kaynaklandığı görülmüştür. Vücudumuzun toplam bağışıklık sistemi hücrelerinin %80'i de bağırsaklarımız içerisinde bulunur.Bağırsaklarımızdaki bakterilerin işlevi saymakla bitmez.

Yazının Devamı

Mide asidinin önemi

Sindirim sistemimiz için mide asidinin optimal düzeyde olması gerekmektedir. Uzun süre mide asidini baskılayan ilaçlar veya antiasitler kullanmak mide asidini azaltır. (Bu ilaçlar hekim tarafından reçete edilir ve belli bir süre kullanılır.) Kişinin bağırsak florası bozuksa, toksin yüklüyse yine mide asidi azalır. Fakat belli gıdaların sindirilebilmesi içinde mide asidine ihtiyaç vardır.

Şimdi iki gıdadan örnek vereceğim:

Yazının Devamı

Kortizon kullananlar dikkat!

En önemli görevi iltihaplanmayı önlemektir. Vücudumuzda doğal olarak bulunur. Kortizol hormonuna ''STRES HORMONU’’da diyebiliriz. Vücudumuz bir tehdit algıladığında koruyucu olarak salgılanır. Vücudun savunma mekanizmalarını harekete geçirir. Kısa süreli salgılanan kortizol vücut direncini arttırır.

Örneğin; Evimize bir hırsız girdiğinde, ormanda bir ayı ile karşılaştığımızda hemen kortizol hormonu salgılanır. Yani vücudumuz kendini korumaya alır. Bu doğal hormon insan vücudunda kan basıncını dengeler. Doğru oranda şeker ve yağı kanımızın içine ekler ve bizi o an rahatlatır. Yeterli miktarda salgılandığında kortizol hormonu zararlı değildir.

Yazının Devamı