Yeni Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı için en şanslı aday

Alıştık artık Kemal Bey'in tehditlerine.

Öncekileri hatırlayalım:

Çiftçilere, “AKP’ye oy verirseniz iki elim yakanızda olacak.”  

Öğretmenlere, “İktidara oy veren öğretmene öğretmen demem.”

Bürokratlara, “18 Ekim Pazartesi itibarıyla bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır.”

Yabancı yatırımcılara, “İktidara gelirsek Türkiye’ye yaptığınız yatırımların parasını ödemeyeceğiz.”

Daha çok var.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün de partisinin grup toplantısında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerini hedef almış:

"Yüksek Seçim Kurulu'na güvenmediğimi sağır sultan duydu. YSK’nın hangi olaylarda nasıl karar vereceğini hepimiz biliyoruz. İradesini saraya ipotek eden adama hâkim mi denir?"

Bu sözlerinin gerekçesi seçimi kazanamayacaklarını anlayan muhalefete mensup bazı gazeteci ve siyasetçilerin, Anayasa’nın 101. maddesini ısıtarak Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olamayacağına dair yeniden gündeme soktukları yapay tartışma.

Kılıçdaroğlu, “İtiraz etsem ne olacak ki gidip YSK’ya başvuracağım, onlar da sarayın adamı olduğu için onun lehine karar verecekler” diyor özetle.

Yargıya ilişkin tüm konuşmalarından önyargı ve peşin hüküm akıyor ne yazık ki.

TAYYİP ERDOĞAN ATAMIYOR YSK ÜYELERİNİ

Oysa bilindiği gibi Yüksek Seçim Kurulu’nun yedi asıl, dört yedek toplam 11 üyesi bulunuyor. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi de Danıştay tarafından seçilmekte.

Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan atamıyor YSK üyelerini. 

Danıştay ve Yargıtay’daki kaynaklarıma sordum, “YSK’ya seçilen adaylar için hangi kriterler öne çıkıyor” diye.

Bana çok şeffaf biçimde şunu söyledi:

“Aday olanlara ilişkin yönelimlerde pek çok kriter var. Bunların başında adayın niteliği ve herkes tarafından kabul görmüş olması geliyor. İkincisi çok özel kriterler. Misal son yapılan seçimde adaylardan Feyzi Eroğlu çok çabuk seçildi çünkü emekliliğine 1,5 yıl var ve dolayısıyla koltuğu yeniden boşalacak ve Yargıtay’dan bir isim daha seçilme şansına kavuşacak. Üçüncüsü de grup kriterleri.”

Peki, bu GRUP KRİTERLERİNİN içine ne giriyor? Cemaatler, ideolojiler vesaire mi?

Onlarla sınırlı değilmiş gruplaşmaların içeriği.

Hemşeri dernekleri bile varmış. Misal geçtiğimiz yıllarda bir “Karadenizliler Grubu” varmış. Sonra siyasi parti gruplaşmaları öne çıkıyor. Ardından cemaatler ve ideolojik saflaşmalar da işin içine giriyor. Hakyol ve Aleviler gibi din eksenli toplulukların yanı sıra Millî Görüşçüler de mevcut. Öte yandan sosyal demokratlar olarak tanımlanan grubun içinde sosyalistler, CHP’liler, DSP’liler olabildiği gibi bir de Kemalist-Ulusalcı kesimin ağırlıklı bir gücü var. Din eksenli olarak az sayıda da olsa Süleymancılar olarak tanınan isimler de var ama onlar Altılı Masa safında pozisyon alıyorlar malum.

Kısaca Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinin altı boş gibi görünüyor.

Ona bakılırsa YSK’nın mevcut başkanı Muharrem Akkaya’nın geçtiğimiz ay skandal bir şekilde Kübra Par’a röportaj vermesi ve orada, “Cumhurbaşkanı’nın aday olup olmadığını bilmiyorum, başvurusu geldiğinde inceleriz. Zaten bu konudaki tartışmalar nedeniyle bir inceleme yaptırdım, hazır bulunuyor” demesi tam bir şaşkınlık yarattı ve ihsas-ı rey olarak yorumlandı. Kemal Bey, bu açıklamalar hakkında sessiz kalmayı tercih etti ama bana göre bu açıklamalarının ardından istifa etmesi gerekirdi.

YENİ ADAYLARIN SEÇİMİ BİTMEK ÜZERE

Akkaya istifa etmedi çünkü zaten görev süresi 24 Ocak 2023 tarihi itibariyle doldu.

Tıpkı diğer YSK üyeleri; Cengiz Topaktaş, Kürşat Hamurcu, Erhan Çiftçi, Yunus Aykın gibi.

Görev süreleri dolan beş üye için Danıştay ve Yargıtay’da seçimler yapıldı.

Danıştay çabuk bitirdi işi ve İsmail Kalender ile Ali Çopur’u seçti.

Yukarıda da belirttiğim gibi emekli olmasına 1,5 yıl kalmış olan Feyzi Eroğlu ile dün 189 oy alarak Talip Bakır da Yargıtay’dan seçildi.

Şimdi geriye bir üyelik kaldı. Bu bir üyelik için Yargıtay’da dört aday kaldı.

Bu satırları yazdığım sırada yapılan oylamada adaylardan Serdar Mutta 160’dan fazla oy almıştı. Toplam 360 Yargıtay üyesi oy kullanıyor. Bir adayın seçilebilmesi için en az 181 oy alması gerekiyor. Diğer üç adayın oyları 90’larda dolaştığı için Serdar Mutta’ya kesin gözüyle bakabiliriz gibi geliyor.

YSK’da halen göreve devam eden üyeler ise Ahmet Yener, Mahmut Akgün, Ekrem Özübek,  Ali Ürker ve Battal Öğüt.

Yeni gelen beş üye ile birlikte YSK başkanlığı için seçim yapılacak.

YENİ YSK BAŞKANI İÇİN İKİ KUVVETLİ ADAY

Mevzuata göre yeni seçilenler de aday olabilecek. Ama yeni üyeler arasından başkanlık çıkmadığını, bunun teamüller ve yargı adabı çerçevesinde hoş karşılanmadığını, genellikle kıdemliler arasından bir seçim yapıldığını da belirtmem gerek.

Yargıtay ve Danıştay’daki konuştuğum birkaç üyeye YSK’nın yeni başkanının kim olabileceğini sordum.

Kimse kesin bir isim veremiyor kolay kolay ama bazı üyeler öne çıkıyor. Konuştuklarım arasında en çok AHMET YENER’in adı dillendiriliyor. 

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nde üye olarak görev yapan Ahmet Yener’in makul, anlayışlı, tüm kurumlarla düzgün ilişkiler kuran bir isim olduğu ve diğer üyeler tarafından da takdir edildiği belirtiliyor.

Ahmet Yener Beypazarı doğumlu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1989 yılında mezun olduktan sonra hâkimlik mesleğine başlamış ve ardından sırasıyla Baykan, Yığılca, Sivrihisar, Osmaniye ve Kırıkkale Hâkimliği görevlerinde bulunmuş. İlginç ama  “İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarından Kaynaklanan Tazminat Davalarında Görev ve Yetki”, “İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarından Kaynaklanan Manevi Tazminat Davaları” gibi benzer konularda dört kitabı var.

Ben bu yüzden diğer üyelerin özgeçmişlerine de baktım. YSK’nın görev alanına en yakın özgeçmişe sahip isim olarak  Ali Ürker'i gördüm. Sivas Selçuk Anadolu Lisesi'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1996 yılında mezun olmuş. İngiltere'de Essex Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde "Avrupa Konseyi Siber Suçlar Konvansiyonunda Bilişim Suçları ve Bilişim Suçlarının Türk ve İngiliz Hukukuna Göre Analizi" başlıklı tez çalışmasıyla yüksek lisans eğitimini tamamlamış. "Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında 1982 Anayasasına Göre Kanun Hükmünde Kararnameler" konulu Başbakanlık Uzmanlık Tezi bulunuyor. Bu arada Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü Uzman Yardımcılığı ile Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü görevlerinde bulunmuş bir isim. İngilizce biliyor ve 16 Aralık 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Danıştay üyeliğine seçilmiş bir isim.

Kısacası ben kararsız kaldım.