Son dönemlerde, yulaf hakkında zararlı olduğuna ve asla tüketilmemesi gerektiğine dair haberlerle karşılaşmış ve yulaf tüketip tüketmemek konusunda kararsız kalmış olabilirsiniz. Peki bilimsel gerçekler ne diyor? Yulafın en önemli beş faydasına değinerek ortaya atılan şehir efsanelerini ve kafanızdaki soru işaretlerini ortadan kaldıracağım.
‘’YULAF AT YEMİDİR, İNSANLAR SİNDİREMEZ" İDDİASI:
Bağırsaklarımızda bulunan milyarlarca bakteri her gün bizim sağlığımız için çalışmaktadır. Yulaf, bağırsakta fermentasyona uğrayan posaya (life) sahip olduğu için (örneğin: beta glukan) bu faydalı bakterilerin beslenmesini ve gelişmesini sağlayarak bir nevi onlara olan borcumuzu öder. Aynı zamanda içerdiği beta glukan sayesinde de hem sindirimi destekler hem de kan şekerini ve kolesterolü düşürücü etkiye sahiptir.
Bu sayede de medyada bahsedilen ‘sindirimi zor bu sebeple atlar yemidir insana uygun değildir’ iddia çürümüş olur. Eğer yulaf insan vücudunda sindirilemeyen çok zararlı bir besin olsaydı tüm çözünür posa kaynakları da zararlı olmuş olurdu. Örneğin bazı meyveler, kurubaklagiller vs. Fakat tüm bunlar insan sağlığı açısından doğru miktarda, doğru şekilde tüketilirse sağlığa olumlu etkisi olan kaynaklardır.
DAMAR SAĞLIĞINI KORUR
Türkiye’de tüm ölümlerin yüzde 43’ü kalp damar hastalıklarından kaynaklanmaktadır. Yulafın içeriğindeki çözünür posa ve beta glukan vücutta LDL kolesterol üretimini azaltarak damar sağlığımızı korur. Tipik batı diyetlerine posa eklenerek serum kolesterolünde yüzde 5 düşüş sağlanabilmektedir.
KAN ŞEKERİNİ DENGELER VE İŞTAH YÖNETİMİNİ SAĞLAR
Yulaf besinlerin sindirim sistemimizden geçişini yavaşlatarak daha uzun süre tok kalmamızı sağlar ve gün içerisinde fazla kalori tüketmemizi engelleyerek vücut ağırlığımızı dengeler. Aynı zamanda yine içerdiği beta glukan sayesinde insülin salgılanmasını dengeleyici etkiye sahiptir.
Glisemik indeksi düşük olduğu için kan şekerinin daha yavaş bir şekilde yükselmesini sağlar bu sayede insülin direnci ve diyabette etkili bir besindir. Fakat tüm karbonhidratlarda olduğu gibi pişirildikten sonra sıcak (duman üstünde tüten) bir şekilde tüketmek glisemik indeksini yükseltebilir. Eğer şeker probleminiz varsa soğuk/ılık tüketmeye özen göstermelisiniz.
VİTAMİN VE MİNERAL DEPOSU
Yulaf; E vitamini, tiamin, niasin, riboflavin, folat ve diğer B grubu vitaminlerinin iyi kaynağı kaynaklarından biridir. Aynı zamanda iyi bir selenyum, çinko kaynağıdır. Selenyum, vücut için en güçlü antioksidan biri olduğu için kanser, enfeksiyonlar, polikistik over sendromu gibi birçok öneli hastalığın riskini azaltır.
Kısacası, yulaf bilimsel olarak oldukça faydalı ve lezzetlendirilebilen bir yiyecektir. Bu noktada seviyorsanız ve yulafı tüketmenize sebep olacak herhangi başka bir hastalığınız yok ise rahatlıkla tüketebilirsiniz. Her zaman söylediğim gibi beslenmeye tamamen kişiye özel bir durumdur. Herkesin bağırsak mikrobiyotası, hayat tarzı, kültürü birbirinden farklı olduğu için bir besin üzerinden ‘herkes için zararlı veya çok faydalı gibi’ söylemler yapmak bilime ters bir yaklaşımdır. Sağlıkla kalın!