Zengin mi, fakir mi öleceğiz?

Sadece biz değil, güven ve ömrümüz de fakirleşiyor.
Bugün sokakta kaç kişi “Zengin olarak öleceğini” düşünüyor?
Maalesef kimse.
Kabul edin ya da etmeyin yeni normal bu.

Dünyada çoğu insanın “Zenginlik hayal, fakir öleceğim” düşüncesine sahip oldukları gözlemlenmekte.

Bugünkü şartlar “Zengin toplum” beklentisini imkansız hale getirebilir.

Nedenler:

- Yaşlı nüfusun artışı
- Doğurganlık oranının azalması
- Tüketim ve israfın artması
- İklim değilikliği
- Kitlesel göçler
- Gelir adaletsizliği

Bunun gibi onlarca örnek sayabilirim.

Yeni dünya sisteminde dijital çağın getirmiş olduğu kolaylıklar kadar riskler de var.
Özellikle robot işçiler ve yapay zekanın, dünyada işsizlik ordusuna neden olacağı sürpriz değil.

Enflasyon ile beraber alım gücünün azalması, savaş ve iklim değişikliğinin getirdiği kitlesel göçler, sağlık harcamalarında maliyetlerin artması, yalnızlaşan toplumlar, kişi başına düşen gelirin azalması gibi nedenler “Fakir toplum” gerçeğini destekliyor.

Ebeveynler, çocuk sahibi olmak yerine mevcut çocuklarının refahına yatırım yapıyor.
Kendi zenginliğinin hayalinden vazgeçenler, çocukları için mücadelesini sürdürüyor.
Belki kendi hayallerini onlarda görmek için.
Bugün Türkiye’de doğum oranlarının düşmesinin gelecekte çok büyük felaketlere neden olacağını hepimiz biliyoruz.
Ancak sistem böyle dizayn edildi.

Sistem, “Merak etmeyin yaşlanmadan zengin olacağız” diyor.
Toplumun zenginlik değil, basit bir yaşam hakkı isteği var.

Her ne kadar canınızı sıksam da, sistem “Zengin öleceksiniz” der.
Ben de derim ki “Toplumun dizayn edilmiş haline bakıp, geleceği tahmin edin” derim.

Peki ne yapmalıyız?

Tek yapmamız gereken şey “Zihniyet reformu” 7’den 70’e herkesin.

Devletin, sistemin, toplumun.
Geç mi kaldık?
Evet
Peki şimdi nasıl tedbir almalıyız?

Bireysel tedbirler.
Sadece bireysel.
Kimdi alanımızı oluşturmak.
Çok çalışmak, çok nakit, az insan.
Belki çok zengin değil ama kimsenin de merhametine muhtaç olmayız.